Beyin
jimnastiği yapacağız birlikte, düşüneceğiz ve beynimizi çalıştıracağız. Nasıl
mı? Kendimize soru sorarak tabi ki. Başlayalım mı beyim jimnastiğine?
Hayatta kendi
kendimize soru sormak kadar doğal olanı yoktur. Genellikle hayatımızda çözümünü
bulamadığımız şeyler olduğunda beynimiz soru soruyor değil mi? Ne yapmalıyım?
Ne yanlış gidiyor? Nasıl yapacağım, çok zor? O olmaz gibi düşünceler dönüyor
aklınızda. Bunların hepsini bir kenara bırakın ve gelin beraber neler
sorabiliriz kendimize onlara bakalım.
Öncelikle
kendimize “Neden?” sorusunu sormalıyız? Neden o değil de ben? Neden bu
iş? Beni mi bulacaktı bunları hepsi, neden? Tabi ki şaka yapıyorum. “Neden?”
soru aslında sizin probleminizle ilgili. Bu soru sizin problemlerin sebeplerini
keşfetmesini sağlayacak. Nasıl mı? Beraber soralım. Neden ben bu işi yapıyorum?
Çünkü bu işten zevk alıyorum. Ama bir yandan da evimi geçindirmem lazım. Ama…
diye sebepler uzar gider. Yani siz problemin köküne iner gidersiniz.
Probleminizin özünü bulana kadar bu soruyu kendimize sorduk ve asıl sebebi
bulduk. Devam edelim şimdi o zaman.
Problemin bir
sebebi varsa mutlaka ona da bir çözüm vardır, değil mi? Tam burada “Neden
olmasın?” sorusu imdadımıza yetişiyor. Düşünüyoruz sorun bu peki buna
çözüm neden olmasın. Ben işimi seviyorum, maaşım düşük peki neden ben
pozisyonumda yükselip neden maaşımı artırmayayım? Ben emir
almayı sevmiyorum, neden kendi işimi kurmayayım? Görüyor musunuz ne kadar
kolay, doğru soruları sorunca çözümler ne kadar da kolay ortaya çıkıyor. Önce
sorun tespiti, sonrasında çözümler. Ana mesele doğru soruları sormak ve
cevapları geniş tutmak özü keşfetmek.
Sorunu tespit
ettik, çözümü bulduk; buraya kadar sıkıntı yok. Ama değişen bir şey de yok, her
şey aynı. Durun bir soru daha soralım kendimize. “Nasıl?” iyi bir soru
değil mi? Ben bu soruna bu çözümleri nasıl uygularım? Pozisyonumda nasıl
yükselebilirim? Girişimcilik için nasıl
bir yol izlemeliyim? Nasıl ben bu
sorunları çözüme kavuşturmalıyım? Şu yolu izlersem, olaylar şu şekilde gelişir.
Diğer yolu izlesem, başarı olmam daha gerçekçi duruyor. Tamam o zaman bu yolu
izleyebilirim.
Üç soruda her
şey yolunda değil mi? Tabi ki hayır, birçok risk var. Peki riskleri nasıl
buluruz? “Eğer böyle yaparsam ne olur? Eğer böyle yapmazsam ne olur?” Cevaplarınızı bir kağıda yazıyorsunuz değil
mi? Bir yere not ederseniz diğer soruları kolay cevaplayabiliriz. Geriye dönüp
cevaplarımızdan faydalanabiliriz. Riskleri keşfetmek size gelecekte
karşılaşabileceğiniz olasılıkları gösterir. Kararınızdan emin olmak için
riskleri iyi hesap edip, başarısızlığı minimize etmek zorundasınız. Tabi ki
tahmin edemediğimiz problemlerle karşılaşabiliriz. En azından hazırlığımızı yapar, istisna problemlerin
üstesinden de kolayca gelebiliriz.
Biraz
rahatlayabiliriz. O kadar soru sorduk cevap verdik. Çözümlerimizi de bulduk,
not ettik. Bir şeyi unuttuk. Ya düşünmediğimiz bir şeyler varsa?
Durun kağıdımıza bir göz atalım. İnceleyelim ve şu soruyu soralım kendimize “Başka
ne var?”. Belki o kadar süre soru sormaktan ve cevap vermekten bir
şeyleri unutmuşuzdur, bazı şeyler eksik kalmıştır. Eğer böyleyse, yani eksik
kalan bir şey varsa baştaki sorulara tekrar dönmeliyiz. Ama yoksa şimdi ki gibi
yolumuza devam edebiliriz. Az kaldı artık son jimnastik hareketine geldik.
Bitmek üzere jimnastiğimiz.
Her şey önümüzde
yazıyor ve bunları uygulamaya koyulmak lazım. Kim yapacak? Ne zaman yapacak?
Nerede Yapacak? Bu soruların cevabını da artık size bırakıyorum. Ben ve
beynim artık dinlenmeliyiz.
Bizle
birlikte bu beyin jimnastiğine katıldığınız için sizlere çok teşekkür ederiz.
Sizlerle çalışmaktan mutluluk duyduk. İnşallah sizleri sıkmamışızdır. Eğer
sıkmışsak affınıza sığınıyoruz.
Sorularınızın ve sorunlarınızın çözüme kavuşması dileğiyle,
güle güle.
Okan Kaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder